4 Nisan 2013 Perşembe

Black Mirror Üzerine




Black Mirror… Bu İngiliz yapımı dizi ile tanışmış olmaktan gerçekten mutluyum.. Zira ciddi bir sistem eleştirisi, insanoğlunun teknoloji-bilim ile imtihanı ve daha bin türlü hali mevzu bahis. Sert ve sarsan hikayelerini, aslında son derece basit ve anlaşılır konular üzerine kondurabilmeyi başarmış olan diziyi izlerken, sosyolojiden, bilimkurguya, aşktan, felsefeye, Facebook’tan Twitter’a dolanıp duruyorsunuz. Ayrıca tempo neredeyse hiç düşmüyor ve her bir bölümü farklı bir yönetmen tarafından çekilmiş dizi neredeyse sinema filmi
tadı ile belleğinizde yer buluyor.


Diziyi ilk kez izleyecekler için mutlaka birkaç öneri-uyarı yapmak lazım. Ama merak etmeyin sürprizlerinden ya da sarsıcılığından bir şey kaybettirecek uyarılar değil bunlar.

Birincisi mümkünse diziyi (özellikle ilk bölümü) dolu bir mideyle izlemeyin. Tesadüfen benim midem boştu ve buna bu kadar mutlu olduğum pek az an yaşamışımdır.

İkincisi eğer sıkı bir hayvan hakları savunucuysanız (yine ilk bölüm için geçerli) dizi sizin üzerinizde hedeflenin üstünde bir tahribata yol açabilir. İzlemeseniz belki daha iyi, amaaaann başka dizi mi yok sanki?

Üçüncüsü yanınızda, yörenizde yaşı küçük olan biri varsa izlemeyi başka bir zamana bırakın. Zira +18 lik öğeler barındırıyor.  

Peki neden izlenmeli Black Mirror? Biraz da buradan bakalım... Şimdi, her şeyden önce girişte de değindiğim gibi ciddi bir sistem eleştirisi barındırıyor hemen her karesinde. Sisteme entegre olmuş insanoğlu ile olamamışların hikayeleri yer yer paralel gidiyor, bazen de mücadeleye giriyor. Bilimkurgusal öğelerin üzerine kurulmuş hikayeleri garip bir biçimde kabulleniyorsunuz. En olmaz dediğiniz şeyi izlerken bile, bir süre sonra kendinizi "evet bu olabilir" derken buluyorsunuz. Bir süre afallayıp sonra düşünmeye başlıyorsunuz. İçiniz acıyor şu an içinde yaşadığımız reel ve sanal dünyanın bizleri getirebileceği tüm bu olasılıkları düşünürken. Ne yalan söyleyeyim, dizinin 3 bölümünü izledikten sonra bir süre Facebook'a ve Twitter'a giremedim. Sonra fark ettim ki insanoğlunu istenmeyen o noktaya getirebilecek olan her şey, aslında yine onu o noktadan döndürebilecek güce de sahip. İşte konu buradan sonra biraz daha derinleşiyor... Bu da başka bir yazının başlangıcı olsun....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder